Bir soru ile başlamak istiyorum: En son ne zaman “çocuksu” olarak nitelendirildiniz? Benim gibi çocuklar için, çocuksu olarak nitelenmek normal bir durumdur. Her gerçek dışı isteğimizde, sorumsuz davranışımızda, bir normal vatandaş hareketini sergilediğimizde, çocuksu olarak adlandırılıyoruz, bu gerçekten canımı sıkıyor.
Şu olaylara bir bakın: Kızına tecavüz eden baba, Dünya savaşları, Emperyalizm ve sömürgeleştirme, İnsanların öldürülmesi, Ekonomik krizler. Lütfen söyleyin bu olayları sorumluları kim? Cevap basit yetişkinler. Yetişkinlerin çocuksu şeklinde hitap etmeleri sıkça rastlanan bir durum, bu yüzden sorumsuz ve gerçek dışı düşünceleri eleştirirken yapılan bu yaş ayrımı yapan kelimeyi yasaklamalıyız.
Tekrar soruyorum: kimi gerçek dışı düşüncelerin gerçekten dünyanın ihtiyacı olan şey olmadığını kim söylüyor? Belki önceden muazzam şeyler planladınız, ama şöyle düşünerek kendinizi durdurdunuz: bu imkânsız ya da bunun için çok para gerekli ya da bunun bana faydası olmaz. Ne olursa olsun, biz çocuklar, sıra “neden yapmamalıyım ”ı düşünmeye geldiğinde durdurulamayız. Çocuklar birçok ilham veren düşe ve ümitli düşüncelere sahip olabilirler, kimse aç kalmasın isteğim gibi, ya da her şey bedava olsun ütopyam gibi. Kaç yetişkin hala bu tür hayaller kuruyor ve gerçekleşebileceklerine inanıyor? Bazen tarih bilgisi ve hayali fikirlerin geçmiş başarısızlıkları, bir şeyleri başarmak için bir yük olabilir. Çünkü yetişkinler biliyorlar ki eğer her şey bedava olsaydı, yemek stokları tükenir, kıtlık ve kaos oluşurdu. Diğer yandan biz çocuklar hala mükemmelliği düşleyebiliyoruz. Ve bu iyi bir şey, çünkü eğer bir şeyi gerçekleştirmek istiyorsanız, öncelikle onu düşlemeniz gerekir. Birçok açıdan, düş kurma cüretimiz imkân sınırlarını zorlamamıza yardım ediyor
Çocuklar yetişkinlerden birçok şey öğrendiler ve paylaşacak birçok şeyimiz var. Bence yetişkinler de çocuklardan ders almaya başlamalılar. Sınıfta sadece öğrencilere şunu yap, bunu yap diyen bir öğretmen olmamalı. Öğrenciler öğretmenlerine ders vermeliler. Büyükler ve çocuklar arasındaki eğitim karşılıklı olmalı. Maalesef gerçek bundan biraz farklı, ve, bu güven ve onun eksikliği ile ilgili. Birine güvenmiyorsanız, ona bazı sınırlamalar uygularsınız değil mi? Eğer ablamın benden aldığı son borç için uyguladığım %10 faizi geri ödeyebileceğinden şüphe duyarsam onun benden borç alabilme hakkını borcunu ödeyene kadar askıya alırım. Yetişkinlerin genellikle çocuklarının davranışlarına kısıtlama getirme alışkanlıkları olduğu görülüyor; okulda “onu, bunu yapma”dan, internet kısıtlamalarına kadar. Tarihteki örneklerine göre, rejimler kontrolü sağlamak konusunda korkuya kapıldığında daha baskıcı hale geliyorlar. Ve yetişkinler totaliter rejimler seviyesinde olmasalar da, çocukların kurallar konusunda söz hakkı ya hiç yok ya da çok az, konumlarımız gerçekten eşit olsaydı, yetişkinler gençlerin isteklerini göz önüne alırlardı ve onlardan ders alırlardı. Kısıtlamalardan da kötü olan ise yetişkinlerin bizim yeteneklerimizi küçümsemeleridir. Zorlukları gerçekten severiz, ama eğer beklentiler düşükse onlarla anlaşmalarımız da olmaz. Annem ve babamın ben ve kız kardeşim için küçük beklentiler dışında her türlü beklentisi vardı. Bize avukat, doktor veya benzeri bir meslek edinin demediler, bunun yerine oyun oynamamızı ve yetişkinlerin işlerine karışmamızı istediler.
Çocuklar büyüyor ve yetişkinler gibi olmaya başlıyorlar. Amaç çocukların yetişkinler gibi olması mı yoksa onlardan daha iyi olmaları mı? Yetişkinlerin ne kadar iyi olduğu durumuna gelince bunun çocuklar için zorlayıcı bir durum olduğunu anlayabiliyoruz, ama yeni nesiller ve dönemler bir öncekine oranla gelişip daha iyi hale geldiği için ilerleme meydana geliyor. Bu yüzden hala karanlık çağlarda değiliz. Hayattaki pozisyonunuz ne olursa olsun, bizlerin büyüyüp sizleri ortadan kaldırmamız için yetişkinler çocuklara fırsatlar sunmak zorundadır. Yetişkinler çocukları dinlemeli ve onlardan öğrenmeliler.
“bugün bize kulak vermek zorundasınız çünkü bizler yarının liderleriyiz.”
Yetişkinler yaşlanıp bunadığında onlara bakacak olanlar çocuklardır. Çocuklar gelecek nesildir ve bu dünyayı daha ileriye götürecek olanlardır. Eğer yetişkinler çocukları anlamıyorsa klonlamayı beklemeliler. O zaman geçmişe gittiklerinde çocukların çığlıklarını duyabilirler. Dünya yeni liderler ve yeni düşünceler için fırsatlara ihtiyaç duyuyor. Çocuklar yol göstermek ve başarmak için fırsat bekliyor. Dünyanın problemi nesilden nesile geçen şeyler olmamalıdır.
BİR ÇOCUK