Uyuşturucu madde kullanan kişinin farkına varmak sanıldığı kadar kolay değildir. Madde kullanıldığından kuşkulanılan kişilerde gözlemlenen davranışlar doğru yorumlanmalıdır. Gözlemlenen davranış değişikliklerinin başka nedenlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı iyice araştırılmalıdır. Çünkü madde kullanan bir gencin gösterdiği davranışlarla ergenlik dönemine ait bazı davranışlar benzerlik göstermektedir. Bu nedenle kullanmadığı halde bazı belirtiler benziyor diye kişiyi boş yere suçlamak gençle ebeveyn arasındaki ilişkinin kopmasına neden olabilir.
Öyleyse anne baba çocuğunun madde kullandığını nasıl anlayabilir?
En kesin yöntem kan ve idrar testleridir. Ancak ebeveynin kuşku duyduğu gençten bunu istemesi aralarındaki güven duygusunu zedeleyebileceğinden uygun bir yöntem olmayabilir.
Madde kullanımım anlamada en önemli ölçüt aniden ortaya çıkan davranış değişiklikleridir. Madde kullanan genç öncelikle arkadaş grubunu değiştirir. Çünkü yeni arkadaş çevresinde maddeye daha iyi ulaşacak ve daha rahat kullanacaktır. Çocukların ne gibi arkadaş gruplarında yer aldığını bilmek, grupların davranışlarından haberdar olmak çok
önemlidir. Çocuğun eski arkadaş grubundan uzaklaşarak okuldan kaçma, evden kaçına, şiddet uygulama, madde kullanma gibi riskli davranışlar sergileyen bir grupla arkadaşlık kurmaya
başlaması, önceden kullanmadığı bazı sözcükleri kullanması ipucu niteliğindedir. Genç her zamankinden daha fazla asabi, endişeli, kaygılı ve sıkıntılıdır.
Maddeye ulaşan genç artık ailesinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlamıştır. Genç aileye karşı öfkeli ve saldırgan davranışlar içine girebilir. Evde daha az vakit geçirmeye özen
gösterir. Evde bulunduğu zamanlarda odasında tek başına vakit geçirmeyi tercih eder. Bu durum gencin madde kullanımının anlaşılmaması için bir açıdan kaçış olarak da düşünülebilir.
Genç her zamankinden daha fazla para harcamaya başladığı için ailesinden aldığı para yetmemeye başlar. Bu nedenle ebeveynle çatışma içine girer. Evden para çalına davranışı
içine girebilir. Para maddeye ulaşmak için tek yoldur. Artık madde dışında her şey önemini yitirmiştir.
Devamsızlığın artması ya da notların belirgin biçimde düşmesi ve okulu bırakma isteği de gencin madde kullanmaya başladığına dair ipucu olabilir.
Aileden uzaklaşma, kendi kimliğini arama, bağımsız olma isteği, yeni arkadaşlar edinme, onlara verilen önemin artması ergenlik çağında da görülebilen özelliklerdir. Bu nedenle aile ergenlik dönemi özelliklerini iyi bilmeli çocuğunda gözlemlediği davranışların madde kullanımından mı yoksa ergenlik döneminden mi kaynaklandığını ayırt etmelidir.
Çünkü genci gereksiz kullanmadığı halde madde kullanımıyla suçlayıp etiketlemek aile ile genç arasındaki ilişkinin bozulmasına neden olabilmektedir.
Dış görümüne olan özen her gün daha fazla azalmaya başlar. Aslında bu durum madde kullanan bir gencin gösterdiği davranışla ergenlik dönemi davranışını ayırt etmede önemli bir noktadır. Çünkü ergenin en belirgin özelliği dış görünümüne aşırı özen göstermesidir. Ancak dış görünüşüne özen göstermeyen her genç madde kullanıyor anlamı taşımamaktadır. Zira depresyonda da bu tür belirtiler gözlenebilmektedir.
Önceden dışadönük, enerjik olan genç içe kapanabilir, çabuk sinirlenebilir veya eskiden çok sakin olan genç madde alımıyla beraber taşkın davranışlar gösterebilir, ancak bu da ergenlik dönemi özellikleriyle karıştırılmamalıdır.
Madde kullanan genç okulda öğretmen ve idarecilerle sorun yaşayabilir. Okulda yaşadığı tüm bu sorunlar onun için ciddi bir sorun olarak algılanmayabilir. Bu nedenle genç sorunu düzeltmek için çaba sarf etmez. Okul tarafından verilen uyarıları veya cezaları ailesinden saklayabilir. Ayrıca gencin okula devamsızlığından ailenin haberi yoktur.
Zamanının çoğunu madde kullanan arkadaşlarıyla geçirmeyi tercih eder.
Bu gençlerde madde kullanımına bağlı fiziksel değişimlerde önemli ipucu niteliğindedir. Madde kullanan kişilerin uyku düzenleri bozulduğundan günün farklı saatlerinde genelde uyumayı tercih ettikleri için geceleri uykusuzluk çekebilirler. Hafif uykulu, dalgın, unutkan, halsiz ve yorgun görünebilirler. Gözlerde kanlanma, yürüme ve konuşmada güçlük, ağızda kuruluk, burunda kızarıklık ve ıslak burun, bulantı, kusma, kilo kaybı, aşırı terleme, titreme gibi belirtiler gözlemlenebilir.
Gençte fiziksel bazı değişiklikler görülebilir. Eklemlerde ağrılar, kramplar, esneme, kaşıntı, tüylerin ürpermesi. Vücudunda yara izleri, [ciltte renk değişikliği iltihaplı yara ya da enjektör izleri morluklar görülebilir. Aile çocuğunun hem davranışlarını, hem fiziksel durumunu gözlemlemelidir.
Şüphelenme Süreci
Eğer genç eski arkadaşlarını terk edip yeni ve çok sık beraber olduğu arkadaşlıklar kurduysa ve kini olduğundan ailesine bahsetmiyorsa, geceleri çok sık dışarı çıkıyorsa, eğlence yerlerine sık gitmeye başlamışsa, zamanının çoğunu ev dışında geçiriyorsa. Etrafındaki kişilere karşı agresif ve sinirli davranıyorsa, sık sık para harcamaya ve istemeye başlamışsa, vücudunda sebebini açıklayamadığı morluklar varsa, kilo kaybı ve iştah sorunları yaşıyorsa, uyku düzenleri bozulduysa, ellerinde ve vücudunun değişik bölgelerinde daha önce rastlamadığımız titremeler ve kusmalar varsa madde kullanımından şüphelenilebilir.
Tüm bu şüphelenme sürecinde yapılacak en büyük hata kendini hazır hissetmeden çocukla konuşmaya başlamak olacaktır. Hazır olmadan konuşmak yarardan çok zarar getirebilir. Bu nedenle konuşma konusunda acele edilmemesi gerekir. Bu arada ebeveyn kendi duygularım yatıştırmak konu hakkında gözlemlerini arttırarak bilgilerini sağlamlaştırmalıdır.
Konuşmak için ebeveyn dışında çocuğun ve ortamın da uygun olması önemlidir. Gencin konuşmayı kabul etmemesi durumunda üçüncü kişilerden(güvenilen aile büyüklerinden, uzman kişilerden) yardım alınabilir. Gençle konuşurken onu korkutmamaya ve utandırmamaya özen göstermeli ona destek ve yardımcı olmak istendiği anlatılmalıdır.
Eğer inkâr ederse daha fazla ısrar edilmemelidir. Konuşmak isterse onu her zaman dinlemeye hazır olunduğu belirtilmelidir.