Bir Projeye Başlamak

Genel Öğretmen

Birkaç yıl önce arkadaşlarla bir araya geldik ve kendimize ait bir dershane kurmaya niyetlendik. Yeterli bir ekibe sahiptik. Bu işi başarabilecek kabiliyette arkadaşlarımız vardı. Eğer projeyi hayata geçirseydik şu an gıpta ile baktıklarımızın yerine biz olurduk. Ama biz niyetlendiğimiz ve biraz da üzerinde araştırma yaptığımız projeyi

sürdürebilecek yeteri kadar irade gösteremedik. Bunları neden söylüyorum. Bu ülkedeki insanların genel karakterlerinden biridir. Bazı şeyleri kafasında çok iyi tasarlar ama uygulamaya da bir türlü dökmez. Gerçi projeleri sonlandıranlar ve güzel sonuçlar alanlar var. Onların yeri ayrıdır. Onlara laf yok.

Bir projeye başlamak ve onu sonuna kadar sürdürmek önemli olan budur. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı birçok proje ortaya koyuyor ama bunlardan çok azı neticelendiriliyor. Aynı şekilde ilçelerdeki MEB temsilcileri de bir proje bitmeden yeni bir proje ortaya çıkarıyorlar. Projeler ortaya atıp sonuçlandırmamak devlet organlarında yeşerdiği gibi insanların da kafalarında yeşeriyor. Acaba hangi devlette bizim ki kadar planı- projesi yapılıp yarıda kalan iş vardır. Valilerin, Kaymakamların, Bakanların ortaya attığı ama kendi döneminde bitiremediği bir sürü proje var. Yeni bir proje ortaya atmak kadar eski projeyi devam ettirmek de marifet ister. Bu marifet olmadığı için belediye başkanları sürekli kaldırım taşlarını kaldırıp yerine yenisini koyar.

Öğrencilerde büyüklerinden ders alarak onlarda projeye başlayıp bitirmemeyi öğreniyorlar. Bir projeye başlandığı zaman eğer yeteri kadar denetlenebilirse sonu getirilebilir. Ama öğretmenler öğrencilerin ödevlerini (projelerini) yeteri kadar denetlemediği için öğrencide bu alışkanlık haline geliyor. Büyüdüğünde de bir işe başlayıp bitirmeyi öğrenemiyorlar. Müfettişler işlerini doğru yapmazlar. Doğru denetim yapmadıkları için öğretmen de öğrencisini denetlemeyi düşünmez. Bu öğrenci de büyür sonra o da denetlemeyi, bir işi bitirmeyi öğrenmez. Öğrenci olduğunda ödev yapmak zoruna gider. Yetişkin olduğunda da denetlenme zoruna gider. Üniversitede okuyan öğrenciler de tez hazırlamayı istemezler. Ama tez sahibi de olmak isterler.

Öğrencileri düzenli çalışmayı ve bir işi bitirmeyi bu düzende öğreten tek sistem dershanelerdir. Ancak dershanelerde öğrenciler bir şeyleri öğrenebileceklerini fark ederler. Bu da kısa bir dönem olduğu için öğrencilerin karakterleri üzerinde fazla etkili olmaz. Bir senede üniversite kazanmak için disipline olan öğrenci bir senenin sonunda bunu unutmaya başlar. Çünkü bir senede birden çok çalışması onda bıkkınlık oluşturmuştur. Dershanelerin bu ülkeye sağladığı faydalardan biri de öğrenci de çalışma disiplini oluşturmasıdır.

Yanlış anlaşılmasın dershaneleri savunmak için değil örnek vermek için yazdım. Eğer eğitim sistemi de öğrenciyi, öğretmeni zorlayıcı bir özelliğe sahip olsa o zaman daha başarılı insanlar yetiştiririz. Yapmamız gereken insanlara öz disiplin kazandırmaktır. Ancak bu şekilde bir projeye başlayan kişilerde bunu devam ettirebilme yeteneği kazandırabiliriz.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.