KIR ZİNCİRLERİNİ

Kişisel Gelişim

Geçmişe dönüp bakıyorum, neler yaşadığıma, nelerden ödün verdiğime… Şimdiye kadar ailem tarafından nasıl yönlendirildiğime… Benim ne düşündüğüm önemli değil mi? Benim hayallerim, benim isteklerim ve en önemlisi benim geleceğim…

Bunca zaman “Ben en iyi olmalıyım. Yaptığım her şey mükemmel olmalı. Asla hata yapmamalıyım” diye düşündüm ve bu şekilde büyüdüm, yetiştirildim. Hayat benim için hep bir kurallar
yığınıydı, önceliğim her zaman derslerimdi… Arkadaşlar mı? Onlara hiçbir zaman yeterince vakit ayıramadım ki 🙁

Şimdi ise üniversite hazırlık ile başım dertte. Gerçi ben sınavlara alışkınım. Bunun öncesinde de lise son sınıfa gelene kadar yarış atı gibi birçok sınava katıldım durdum. Şimdi yine bir sınavla karşı karşıyayım, sadece bu olsa iyi. Bir yandan ailemin istekleri, bir yandan kimlik bunalımı ve kargaşası, bir yanda da kendi geleceğim, umutlarım, hayallerim. Ne yapmalıyım, nasıl davranmalıyım, tüm bunların üstesinden nasıl gelmeliyim?

Annem ve babam benimle ilgili olmadık hayaller kuruyorlar “Neden bir doktor da bizim aileden çıkmasın” ya da “Benim oğlum dünyaca ünlü bir mühendis olacak, adımızı her yerde duyuracak, televizyonlara çıkacak” vs. birde kendi aralarında çekişmeleri, kendi tutarsızlıkları yokmu… Bunların altında kendi istekleri, özlemleri ve hayalleri var. Ya benimkiler… Kendileri, gerçekleştiremedikleri geleceklerini benim gerçekleştirmemi istiyorlar, bunun ne kadar doğru olduğunu hiç düşündüler mi(?) doğrusu bilmiyorum…

Şimdiye kadar hep onların istekleri ön plandaydı, hep mükemmel olmamı istediler, hep onların kuralları… Ama artık ben geleceğimle ilgili kendi kararlarımı kendim vermek istiyorum. Ben doktorluk ya da sizin istediğiniz başka bir mesleği seçmek istemiyorum. Kendi isteklerimle, hayallerimle, benliğimle özdeşleşecek bir mesleğim olsun istiyorum.

“Şu hayat koşullarında çok iyi bir geleceğe sahip olmak için doğru mesleği seçmelisin” diyorlar, “İyi para kazanabileceğin, geleceğini garanti altına alabileceğin bir meslek olmalı seçtiğin. Kariyer yapmalısın, ideallerin olmalı, hep daha iyi olmalıyım ve daha çok kazanabilirim demelisin. Yükselmelisin, bulunduğun konumda da kalmamalısın’. Hep daha yüksek, hep daha iyisi, hep daha ilerisi…

Ve bu hırs neyin nesiydi, neden böyle olmalı ki, başka bir yolu yok muydu? Seçtiğin meslekte mutlu olmak bu seçimin neresindeydi? İşini severek yapmak, yaptığın işten keyif almak zor olan şu hayat koşullarında bunun hiçbir değeri yok muydu? Sadece bunlar mıydı meslek seçimi yaparken karar verilmesi gereken değerler…

Şunu biliyorum, benim için her zaman en mükemmelini, en iyisini istediniz, hep yanıltıdaydınız. Geleceğimle ilgili bu önemli kararı almam sırasında da benim kadar sizde en iyisi olsun istiyorsunuz, bunu biliyorum; fakat geleceğime, kendi fikirlerim doğrultusunda karar vermek istiyorum. Sadece bana para ya da kariyer kazandıracak bir meslek değil, mutlu olduğum, sevdiğim, çalışırken keyif aldığım ve bunlar doğrultusunda bana kariyer kazandıran bir mesleğim olsun istiyorum.

Bunun için üniversite hazırlık gibi bir sınavı çok çalışarak yenebileceğimi düşünüyorum, ya sizi? İşte bunu Bilemiyorum.

Lütfen ‘Ben’ olmama izin verin, ben artık bir bireyim. Bırakın kendi hayallerim, kendi isteklerim olsun, zincirlerini kırmama izin verin. Sizin başaramadıklarınızı ben telafi etmeyeyim..

Sonay AYDIN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.