Öğretme ve öğrenmenin iki değişik işlev olduğunu özellikle vurgulamak gerekir. Çünkü öğretme bir kişi tarafından gerçekleştirilirken öğrenme bir başkasında oluşur. Bur çok açık gibi görülse de üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Öğretme-öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için o iki kişi arasında çok özel bir ilişkinin kurulması gerekir. Başka bir deyişle öğretmen-öğrenci arasında bir tür özel bağ kurulmalıdır.
Burada önemli olan kurulan iletişim biçimidir. Bu da konuşma ile gerçekleşir. Doğru bir konuşma yöntemi sağlam ilişkiler kurmada yardımcı olur. Konuşma, insan ilişkilerinde yapıcı olduğu kadar yıkıcı da olabileceğinden, öğrenciyi öğretmene yaklaştırabildiği gibi uzaklaştırabilir de… Etkili olabilmesi, niteliğine ve öğretmenin değişik durumlar için seçtiği en uygun türe bağlıdır.
Örneğin övgüyü ele alalım. Her anne/baba ya da öğretmen, gençleri nasıl öveceğini bilir. Bazı övgüler öğrencide anlaşılmadığı ya da yanlış yönlendirildiği duygusunu yaratır. Alışılmış övgü dilinden az farklı bir ileti ise, öğretmenin öğrenci tarafından insancıl, içten ve öğrenciye önem veren bir kişi olarak görülmesini sağlayabilir.
Ciltler dolusu araştırmalar, dinlemenin öğrenmeyi kolaylaştırmada ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Her anne/baba ve öğretmen biyolojik olarak gençleri dinleyecek organlarla donatılmış olduğunu biliyoruz. Her zaman dinleseler de, duyduklarını sandıkları şey, çocuğun anlatmaya çalıştığı şey olmayabilir. Burada önemli olan öğrenciyi sadece dinlemek olmadığını aynı zamanda anlamak olduğunu fark etmek gerekir.
Çocukları dinlemek için uygun zamanımız olmayabilir. Çoğu zaman dinlemek yerine başımızdan savmak için dinlemiş gibi yaparız. Oysa bunun yerine ona gerçek bir zaman dilimi ayırıp, onu gerçekten anlamaya çalışmak gerekir. Tabii ki kendi haklarımızı ve onların haklarını bilerek ve bunlara riayet ederek bunu yapabiliriz.
Öğrenciler, öğretmenin kendilerini yanlış anladığını, güvenmediğini, bir kenara ittiğini, aşağıladığını, küçük düşürdüğünü ya da eleştirerek değerlendirdiğini hissederlerse, beden eğitimi, cinsel eğitim gibi en ilginç derslerde bile sıkılır ve inatla öğrenmeye karşı koyarlar. Bir çok okulda öğretme-öğrenme ile geçmesi gereken zamanın büyük bir bölümü, öğrenci sorunlarını çözme konusunda eğitilmemiş öğretmenlerin öğrenci sorunlarını çözmeye çalışmaları ya da denetleyemedikleri aşırı hareketli ve isyankar çocukların yarattıkları öğretmen sorunları ile uğraşmakla geçer.
Öğretmen arkadaşların özellikle etkili iletişim ve empatik iletişim konularında daha fazla bilgiye sahip olmaları gerekir. Göreve yeni başlayan öğretmenlerin bu konularda kendilerini geliştirmeleri daha sonraki yıllarında öğretmenlik mesleğini mutlulukla yerine getirmelerini sağlayacaktır.
Öğretmen arkadaşlarımız bu konularda bize yazabilirler.
Merhama ben lgs ile merkesi sistem ile ticaret meslek lisesi ni kazandım ama ben endüstri meslek lisesi istiyorım ikinci terci yapma şandım varmı yada okulumu değiştirmem mümkünmü