Çocuklar için oyun ciddi amaçlı bir uğraştır. Yetişkinler göre oyun ise tekdüzelikten kaçış ve kendini yenileme işidir. Oyun yeni deneyimler kazanma, öğrenme ve yapma aracıdır. Oyun sırasında çocuk çevresinde gördüğü uğraşları, sergilenen becerileri zihninde canlandırır ve uygulamaya çalışır. En basit anlamda çocukların oyunlarında yetişkinlerin uğraşıları ve onların yaşamlarım taklit ettikleri gözlenebilir. Bu nedenle yetişkinlerin çocuklara iyi bir davranış örneği sergilemeleri, çocukların oyunlarına konu olabileceği için büyük önem taşır.
Oyun bir kültür iletişimi aracının alıştırmalarıdır. Çocuk oyun oynarken kendi çevresindeki araçları kullanır. Oyuncakların, araç ve gereçlerin kullanımı sırasında çocuk vücut organlarım ve kaslarım kontrollü kullanmayı öğrenir. Vücut organları ve kasların hareketlerindeki zenginlik, sinir-kas koordinasyonuna bağlı olduğundan, vücudunu çok yönlü kullanabilme becerisini oyun içindeki hareketlerle kazanır. Her kazanma yeniden tekrarı yapılabilen öğrenilmiş bir davranıştır. Dolayısıyla bu öğrenilenler ister istemez diğer yaşantılarına da transfer olur. Dünya üzerindeki canlılar arasında en yüksek zekâ düzeyine sahip bir insan olarak çocuğun oyunları, en basitinden en karmaşığına kadar zekâlarının birer ürünüdür. Zekâ doğuştan getirilen bir özellik olmakla birlikte sonradan eğitimle geliştirilebildiği de bir gerçektir, öyleyse çocuk için çok önemli bir uğraşı olan oyunun (özellikle okul öncesi dönemde) niteliği ve niceliği çocuğun zekâ gelişimini de etkileyeceği söylenebilir.
Çocuğun zekâsı ve bedeni geliştikçe oyunların nitelik ve nicelikleri de değişir. Evde anne ve babaların, okulda öğretmenlerin çocuğun gelişimi ve eğitimi ile ilgili bilgi düzeyleri çocuğu oyuna yöneltmede önemli rol oynar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli nokta, çocuğun ihtiyaçlarım karşılamada onun ilgisini, isteklerini ve gelişim düzeylerim iyi tanıyabilmektir. Bir çocuğun oyun oynamaya veya başka eylemlerinde ilgileri, her yaş döneminde tamamen olmasa da kısmen değişiklik gösterir. Çünkü çocuğun bedensel güç kapasitesi değişir. Bu istekler fark edilip değiştirilmezse çocuk yaşama ve çevresindekilere karşı önce hırçınlaşabilir, sonra karşıdan göreceği tepkiye göre saldırganlaşabilir, içine kapanabilir veya toplum içine girmekten kaçabilir
Normal gelişimi olan bir çocuk mutlaka hareket etme ihtiyacı duyar, bir şeyleri atar, fırlatır, tekmeler, kırar, döker bu yollarla o şeyleri ve fonksiyonlarım tanımak ister. Bu davranışlarının altında yatan neden aslında zarar vermek değildir. Sadece etkilerinin karşılığında nasıl bir tepki göreceğini susuyor olabilir. Çocuk bilgiye ihtiyacı olduğunda sorar, sevgiye ihtiyacı olduğunda sarılır, yalnız kalmak istediğini belirtir. Bu ihtiyaçlarım gidermek için bilgi, beceri, deneyim ve alışkanlıklar kazanması sağlanmalıdır.
Çocukların gürültüleriyle ve istekleri olmayınca ağlamaları ile uğraşmak hiç de zevkli bir iş değildir. Ancak yetişkinlerin (ana-baba, öğretmen) bozuk sinirleri, karışmış akıllan ve problemleriyle uğraşmak da çocuklara pek zevkli gelmez. Ana-babalar için okul dışındaki her saati çocuklan ile birlikte geçirmek pek mümkün değildir. Yetişkinlerin zamanlarım tümüyle çocuklarına
Ayırabilmeleri de mümkün değildir. Çocuklar aile yaşantılarının dışında kalmadıkları sürece ana-babalarına yetişkin hayatı yaşamalarına olanak verirler. Belirli zamanlarda çocuklarla oynayarak onları yaşamın bir parçası haline getirmek, onlara ipuçları vermek her iki tarafı da memnun ve mutlu edecek ve çocukların gelişmelerim sağlayacaktır. Çocukla bir oyun oynamanın zevkine varmak için onun fiziksel ve zihinsel düzeyine inmek, yani oyunu çocuklarla paylaşmak gereklidir. Oyunda çocuğa nasıl oynanacağım göstermekle birlikte ona hükmetmemek ve ona liderlik yapmak gerekir. Doyumun coşkusunu onunla paylaşmak onun kendine değer vermesini ve kendine güvenmesini, kendine saygı duymasını ve değerli olduğunu hissetmesini sağlayacaktır. Yaratıcı yönü teşvik edilirse çocuk her zaman | oyunda büyüklerinin bulunmasını istemeyecek, böylece kendi kendine ( spontane ) oyunlar kurabilecektir. Bu durum aynı zamanda bağımsız bir kişilik t gelişimine de yardımcı olacak, çocuğun sık sık büyüklere bağımlılık derecesinde başvurularım ortadan kaldıracaktır. Bunun sonucu olarak ilerideki yaşamlarında kendi kendine yetebilen ve kendi yaşamım yönetebilen bireyler olma özelliklerini kazanmasına yardımcı olacaktır.