Bir Hint masalına göre, Kedi Korkusu yüzünden sürekli endişe içerisinde yaşayan bir fare vardı. Onun bu durumuna acıyan bir büyücü, kediye dönüştürür fareyi. Ancak, korkunun sonu gelmez. Kedi olmaktan mutluluk duyacağına, bu kez de köpekten korkmaya başlar.
Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare sevineceğine, avcıdan korkmaya başlar. He yaparsa yapsın, farenin korkusunu yenemeyeceğini gören büyücü onu eski biçimine döndürür ve der ki: “Sen korkaksın. Bende yalnızca bir fare yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem.”
Ünlü yazar William Shakspeare, insanların korkuları hakkında şöyle diyor.
” insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için… Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu İçin… Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin değerini bilmediği için… Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği İçin… Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için…
Yaşadığı kentten, bulunduğu ortamdan çok sıkılmıştı adam… Cebine bir miktar para koyup yanına hiçbir şey almadan, yaşamaktan bıktığı kenti terk etti. Ortama uyum sağlamaya çalıştığı yeni kentinde bir gün yüksek sesle çığırtkanlık yapan bir adama kulak verdi:
“Bu akşam tiyatro vaaar…! Kaçırmayın ey ahali…” tiyatro nedir bilmiyordu. Nerede olduğunu, nasıl gidildiğini öğrendikten sonra, cebindeki tüm parayla bilet almış ve merakla izlemeye başlamıştı oyunu…
Oyun bittiğinde izleyiciler dağılmış, ilk kez tiyatroya giden adam, olduğu yerde kala kalmıştı. Salonun boşaltılması gerektiğini söyleyen temizlik işçisine, müdürün nerede olduğunu sordu ve az sonra müdürün karşısındaydı.
” Efendim” dedi. “Ben burada çalışmak istiyorum, ne iş olursa olsun yaparım… Yeter ki, buranın bir parçası olayım!… Karşısındaki adamın tiyatroya duyduğu ilgiden hoşnut kalan müdür, “Sen şanslı bir adamsın” dedi, “Biz de kitaplığın temizliği için birini arıyorduk, seni deneriz beğenirsek işe alırız.”
Tiyatroya “yıldırım aşkla” tutulmanın verdiği coşkuyla, temizliği beklenen daha kısa sürede bitirmişti. Kitaplığı denetleyen müdür sonucu beğenmişti ve “Tamam, seni işe alıyorum”
dedi. “Teşekkür ederim efendim, fakat benim bir sorunum var, yatacak yerim yok.” “Öyleyse burada yatarsın, böylece işine daha erken başlarsın!…”
Adam büyük bir mutlulukla odadan çıkarken müdür “Bu arada adın neydi senin?” diye sordu. Aldığı yanıt, daha sonra dünya edebiyat tarihine altın harfle yazılacaktı:
“William, efendim… William Shakspeare!…”
Büyük sıkıntılarla, çile çekilerek geçen yılların ardından gelen başarı öykülerinde, gururla anlatılır…
Bütün Dünya