Kopyalama Yaratıcılığı Öldürür mü?

Genel

İnsanlar yüzyıllardan beri yeni bir şeyler üretmek için mücadele etmiştir. Bu gün yeni bir şeyler üretmek için insanlar kıyasıya bir yarış içindedirler. İlkel insanların mağara resimlerinden de anlaşılıyor ki bu mücadelenin kaynağı çok eskilere dayanmaktadır.

İnsanda yeni bir şeyler üretme içgüdüsü var. Bu içgüdünün kökenine ulaşmak mümkün olmasa bile varlığı inkar edilemez.  Bazı insanlar ile yaptıkları icatlar birbirini çağrıştırmaktadır. Bazı insanlar yaratıcılık için doğmuşlardır. Örneğin Edison deyince aklımıza ampulün gelmesi gibi.  Ama Edison olmasa da yine ampul bulunurdu.

Hukuk kuralları ise yaratıcılığı koruma amacındadır. Sanayide, sinemada, müzikte ve teknolojide yeni ürünler ortaya çıktıkça hukuk kuralları ise bunları korumaya çalışmaktadır. Bu da piyasa için aslında tekel oluşturmaktadır.

İşin hukuki ve ticari yönlerine çok fazla değinmeden asıl konumuza gelelim. Birinin bir yerde bulunan bir ürünü alıp kopyalaması onun yaratıcılığını öldürür mü? Okul okurken herkes şahit olmuştur. Kopya çekmek için küçük kâğıtlara yazdıkları bilgileri, sonra hatırladıkları için kopya çekmekten vazgeçmişlerdir.

Aslında dünyadaki bütün buluşlar, yenilikler bir diğerinin biraz daha değiştirilmiş kopyası değil midir? Yaratıcı insanlar kendi zekâlarına güvenerek bir şeyler ortaya koyarlar. Kopyalama yapanlar ise zekâlarını çalıştırma gereği duymadan, başkalarının ürünlerine el koymaya çalışırlar. Sonuçta kopyalamak etik değildir. Ancak kopyalamak insandaki yaratıcılık dürtüsünü de geliştirir.

Bu yüzden kopyalamaya çok fazla karşı çıkmamak gerekir. Sonuçta bir şeyleri ortaya çıkarmak için başka bir şeylerden etkilenmek de lazım. Çin’in ekonomide bu kadar gelişmiş olması da kopyalamaya bağlı değil midir?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.